NFT Art (Kripto Sanat) ve Geleceği

Dijital dünyadan haberler serimizin ikinci yazısı ile karşınızdayız!

Değişimin neredeyse ışık hızına yakın sürelerde gerçekleştiği dijital dünyayı takip etmek ve anlamak hepimiz için çok kolay olmayabilir. İşte tam da bu nedenle, dijital dünyanın olanaklarından doğan Pegaso Online University olarak bu işe el attık ve dijital dünyadaki en yeni gelişmeleri sizlerle paylaşmaya başladık.

Bugünkü konumuz pek çoğumuz için yeni bir kavram olan NFT Art. Dijital sanat tabii ki artık Paint’in çok ötesine geçti, peki ya NFT Art da neyin nesi?

Resimler, videolar, GIFler ve şarkılardan, LeBron James’in 2019’daki unutulmaz smacına ve Twitter CEO’su Jack Dorsey’in attığı ilk tweet’e kadar her şey NFT Art olabilir!

Üstelik bunlar milyon dolarlara satılabilir!

Kulağa çok uçuk geliyor değil mi?

Aslında değil. Nedenini bu yazımızda tane tane anlattık, hemen okumaya başlayın!

Bu Yazıda Neler Var?

 

NFT Art Nedir?

Açılımı Non-Fungible Token olan NFT, Türkçe’ye “Takas Edilemez Jeton” olarak çevrilebilir.

En basit haliyle NFT Art; resim, video, şarkı gibi sanat eserlerinin kripto paralar aracılığıyla alınıp satılabilen dijital varlıklara dönüştürülmesi anlamına geliyor. Bir nevi dijital tapu gibi düşünebilirsiniz.

Bildiğiniz gibi internet uçsuz bucaksız bir evren ve bu evrende her gün sayısız eser dolaşıma giriyor. Bunların arasında hangi eseri kim yaptı, kim aldı, kime sattı gibi bilgileri takip etmek oldukça zor iken bir de bunların kopyalanabilir olması işleri giderek karmaşıklaştırıyor.

NFT sayesinde dijital sanat eserlerinin izini sürmemiz giderek kolaylaşıyor. Çünkü sanatçı eserini NFT’ye dönüştürdüğünde bölünemez, yok edilemez, takas edilemez eşsiz bir kripto doğmuş oluyor ve eserin ona ait olduğu sonsuza kadar tescilleniyor. Ayrıca, nasıl Mona Lisa’nın yarısını alamıyorsanız bu tokenin de -Bitcoin’de yapabileceğiniz gibi- 0.532532’sini alamıyorsunuz.

Peki NFT Art bunu nasıl yapıyor?

Burada sihirli kavram Blockchain (blok zincir) adı verilen kocaman bir teknolojik defter. Bu defter attığınız her adımı takip ederek kayıt altına alıyor ve taraflar arasında güven oluşturmayı hedefliyor. Böylece kırılamaz ve değiştirilemez bir zincir oluşturuluyor. Bilgisayarlar tarafından art arda yapılan bu işlemler merkezsiz ve tamamen şeffaf.

Ethereum gibi kripto paralar bu veri tabanını kullanarak, NFT’lerin oluşturulmasından satılmasına kadar her aşamanın takip edilmesini sağlıyor. Bir NFT Art doğduğu andan itibaren girdiği her etkileşim kayıt altına alınıyor.

Tabii ki bu NFT’lerin fotoğrafını çekebilir, ekran görüntüsü alabilir veya bir şekilde bilgisayarınıza indirebilirsiniz. Hatta bunların çıktısını odanıza da asabilirsiniz. Ancak tıpkı fiziksel sanat eserleri gibi bunların da tek bir orijinali var. Kaplumbağa Terbiyecisi’nin fotoğrafını çekip duvarınıza astığınızda orijinal eser değerini yitirmez. Aynı durum NFT’ler için de geçerli.

 

NFT Art (Kripto Sanat) Ne Zaman ve Nasıl Ortaya Çıktı?

NFT kavramını 2021 yılı itibarıyla çokça duymaya başlasak da NFT’ler aslında daha öncesinde ortaya çıkıyor.

Tam tarihi tartışmalı olsa da NFT Art ile aynı mantığa sahip ilk kripto paralar 2012’ye dayanıyor. Bu tarihte ortaya çıkan ve Bitcoin blok zincirinde yer alan “renkli madeni paralar”, gerçek dünyada karşılığı olan varlıkları temsil eden ve sahiplik beyan edebileceğiniz ilk kripto paralar.

Bugün bilindiği şekliyle Ethereum ile özdeşleştirilen NFT’ler ise 2017 senesindeki CryptoPunks koleksiyonu ile ortaya çıkıyor. Bu koleksiyon Ethereum blok zincirinde üretilen 10.000 benzersiz karakterden oluşuyor.

NFT’lerin bu kadar popülerleşmesi ve değerlenmesi ise 2021 yılında gerçekleşti. Bu yılın ilk çeyreğinde 3 milyarı aşkın NFT Art’ın satıldığı söyleniyor ki bu geçen seneki satışların yaklaşık 4 katına tekabül ediyor.

 

NFT Art’ın Geleceği Var mı? Balon mu Yoksa Dijital Rönesans mı?

Her yeni teknolojik gelişme gibi NFT’nin de seveni kadar sevmeyeni var.

Özellikle Bepple olarak bilinen sanatçı Mike Winkermann’ın Everydays adlı eserinin 69 milyon dolara satılması NFT Art ile ilgili tartışmaları ateşledi. Fiziksel sanat kadar tatmin edici olmadığı, kolayca kopyalanabilir olduğu, çok uçuk fiyatlara satıldığı vb. gerekçelerle, NFT Art eleştiri yağmuruna tutuldu.

Bu eleştiriler arasında en çok dolaşıma gireni ise NFT’nin kocaman bir balon olduğu ve her an patlayabileceğiydi.

Bu soruya verilebilecek yanıt NFT Art’a nereden baktığınıza göre değişiyor. Eğer sizin için NFT bir yatırım aracıysa, bu durumda aldığınız tokenin değer kazanıp kaybetmesinin spekülasyonlara bağlı olması şaşırtıcı değil. NFT Art’ın bir anda böylesi patlamış olması onu bir balona dönüştürmüş olabilir, bunu gelecek zamanlarda hep birlikte izleyip göreceğiz.

Ancak, meseleye dijital sanatın geleceği açısından bakacak olursak NFT Art’ın sanatseverler ve sanatçılar arasındaki bağı kalıcı bir hale dönüştürebilecek potansiyelde olduğunu düşünmemiz için çok sebep var. Bunlardan bazıları avantaj, bazıları da dezavantaj olarak yorumlanabilir:

  • Kripto sanat her şeyden önce dijital olması sayesinde sanatçılara büyük bir görünürlük sağlıyor. Sanatçılar hiç gitmediği ve duymadığı yerlerde yaşayan insanlara eserlerini ulaştırabiliyor.
  • Eserlerin fiziksel ortamlardansa blok zincir defterinde depolanır hale gelmesiyle galerilerin yerini kodlar almaya başlıyor. Üçüncü tarafların tam olarak aradan çekildiğini söylemek mümkün olmasa da kripto sanat platformlarının geçmişe oranla sanatçıların masraflarını ciddi oranda azalttığını söyleyebiliriz.
  • NFT’lerin herkes tarafından dile getirilen en büyük avantajı eserlerin orijinalliğinin ispatlanmasını mümkün kılması. Böylece sahteciliğin önüne geçilebiliyor. Ancak bu noktada hala ciddi sorunların olduğunu belirtmek gerek. Bir başkası sizden önce eserinizi platformlara yüklerse eserin sahibi olabilir. Buna karşın bazı platformlar eser hırsızlığını önlemek için çalışmalara başladılar. Yine de belli bir otoriteye tabi olmayan ve merkezsiz bir yapıda olan blok zincirinde kontrolün sağlanıp sağlanamayacağı konusu hala tartışmalı.
  • Blok zincirde hiçbir şey yok olmaz! Yaptığınız her işlem eş zamanlı olarak dünyanın farklı yerlerindeki birden çok bilgisayarda depolanır. Bu nedenle bir eseri NFT’ye dönüştürerek onu ölümsüzleştirmiş olursunuz.

Bu maddeler çoğaltılabilir: Eserlerin hırsızlıktan nasıl korunacağı, üçüncü kişilerin ve merkezi otoritenin varlığı, kripto paraların çevreye olan zararları vb. pek çok konudan hareketle kripto sanatın avantajları ve dezavantajlarını tartışmak mümkün.

Sonuç olarak dezavantajları olsa da kripto sanatın giderek dünyadaki yerini sağlamlaştırdığını söylemek yanlış olmaz. Medyaya yansıyan haberler çok uçuk gelse de herkesin kolayca NFT yapabiliyor ve alabiliyor olması çok daha fazla insanı NFT’ye çekiyor. Türkiye’deki sanatçıların NFT’leri de her geçen gün artıyor ve dünya çapında ilgi görüyor.

Şimdiye kadarki verilerden hareketle NFT’lerin bir balon mu yoksa devrim mi olduğu sorusunu cevaplamak için henüz çok erken olabilir ama NFT sanat uzun bir süre daha gündemimizi meşgul edecek gibi duruyor.