Öğrenmenin hayat boyu devam ettiği modern iş dünyasında, eğitim her zaman fark yaratır.
Bu nedenle lisans mezuniyeti, bir öğrencinin hayatındaki en önemli dönüm noktalarından biri olsa da tek değildir.
Sürekli öğrenmenin yarattığı avantajlar sebebiyle her geçen gün mezun öğrencilerin ve çalışan profesyonellerin yüksek lisans programlarına kaydolma arzusu daha fazla artmaktadır.
Herkesin kendini durmaksızın geliştirmeye ve belli düzeylerde uzmanlıklara sahip olmaya başladığı dünyamızda bu tür bir eğitiminizin olmaması, elde edebileceğiniz önemli bir avantajdan vazgeçtiğiniz anlamına gelir.
Lisansüstü eğitimine devam etmeyi planlayan öğrencilerin aklına takılan bazı sorular vardır, bugün bu sorulara cevap arayacağız. Doğru yüksek lisans nasıl seçilir? Ve daha da önemlisi, kaydolmak için en doğru zaman nedir?
Yeni mezunun 2 (+1) alternatifi
Açıkça gözümüzün önünde duran bazı gerçekleri görmezden gelemeyiz.
Geçmişte diploma, bir mesleği icra etmemize veya yönetici pozisyonlarında çalışmamız için fırsat yaratırken, bugün tutkulu olduğumuz bir işi bulmanın (neredeyse yalnızca iş bulmanın) temel koşulu haline gelmiş durumda.
Sonuç ortada. Akademik bilgiye ne kadar çok insan erişirse, bir iş o kadar iyi yapılıyor.
Bu sebeple de artık sadece yönetici pozisyonları değil, aynı zamanda uzmanlık gerektiren pozisyonların birçoğuna tercih edilmek için yüksek lisans programları tarafından sunulan eğitime ihtiyaç duyuluyor.
Sonuç olarak, mezun olduktan sonra çalışmak istediğiniz sektörde tecrübe kazanmak istiyorsanız ve aynı zamanda yüksek lisans yapma niyetiniz de varsa önünüzde iki yol oluyor:
- Pratik beceriler kazanmak için mezun olur olmaz kendinizi iş dünyasına atmak ve yüksek lisansı daha sonraya bırakmak,
- İş dünyasına girişinizi bir süreliğine erteleyerek hemen bir lisansüstü programına kaydolmak.
İlk seçeneği tercih etmek, başlangıçta yeni bir mezunun daha genel pozisyonlarda görev almasına sebep olabilir ve bu yüzden kendinizi bir alanda uzmanlaştırmanız oldukça zor olacaktır. Bunun yerine genel beceriler edinebilir ve çalışma ortamına ayak uydurmayı öğrenebilirsiniz.
İkinci seçenekte ise iş piyasasında sahip olduğunuz albeniyi artırırsınız, ancak daha önce de belirtildiği gibi, yüksek lisansın sonuna kadar iş hayatının dışında kalabilirsiniz. Enerjisi yüksek, elinden birçok iş gelebilecek bir yeni mezun için bu da mükemmel bir seçenek olmayabilir.
Yine de bu iki seçeneğin de oldukça makul seçenekler olduğu söylenebilir.
Peki ya üçüncü bir seçenek olsaydı? Ya ikisini aynı anda yapma şansınız olsaydı?
Bu durumda öncelikle birçok yüksek lisans programının devam zorunluluğu olduğunu göz önünde bulundurmanız gerekecek. Hatta bazı okullar mülakat esnasında size yüksek lisans süresince çalışmanıza izin verilmeyeceğini bile söyleyebilirler.
Sistemin bu şekilde kurulmuş olmasının tabii ki bir mantığı var. Bu alanında uzman olan ve ders saatleri dışında ulaşmakta güçlük çekeceğiniz öğretim elemanlarının sizinle doğrudan iletişimde olmasını sağlamak için tasarlanmış bir sistemdir.
Birçok yeni mezun bu sistem sebebiyle yüksek lisansını bırakmak zorunda kalmaktadır.
Yüksek lisans sırasında çalışıyorsanız, devamsızlıklarınızı sınırlandırmak için sık sık işyerinizden izin almanız gerekebilir. Ne yazık ki bunlar kariyerinizin erken dönemlerinde kazanılması zor tavizlerdir.
Kısacası, yarı zamanlı bir iş olmadığı sürece, iş ve üniversite saatlerini düzgün bir şekilde ayarlayabilmek için çok çaba göstermeniz gerekecektir. Bu sebeplerle, tam zamanlı bir iş ve yüksek lisans derecesi almak zordur, birçok kişi de bu seçeneği değerlendirmeyi düşünmez bile.
Trafikte geçirmek zorunda kalabileceğiniz süreden bahsetmiyoruz bile.
Evet, çünkü yüksek lisansı yaptığınız üniversite, evinizin veya işyerinizin yakınında olmayabilir. Bu da işleri daha da karmaşıklaştırır.
Üçüncü alternatif: e-öğrenme ve dijital yenilik
Öyleyse bir yüksek lisans derecesine kaydolmak ve aynı anda çalışmak imkansız mı?
Kesinlikle hayır. Aksine, bir yandan kariyerinize başlarken bir yandan da akademik düzeyde eğitime devam etmek olabilecek en iyi çözümdür.
Çalışmaya devam ederken bir yandan da bilgi birikiminizi ve becerilerinizi güncellemeniz, sizi sürekli gelişen bir profesyonel figür haline getirir.
Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, modern şirketler zaman zaman çalışanları için çalışma saatlerini eğitim saatlerine dönüştürüp, dijital teknolojileri kullanarak belli eğitimler vermeyi tercih edebiliyorlar.
Böylelikle çalışanlar, terfi ve kariyer gelişimleri için kullanabilecekleri ek beceriler kazanırken, şirketler de daha nitelikli personellerle çalışma fırsatı bulmuş oluyorlar.
Çünkü yenilikçi bir şirkette sahip olunan en önemli varlık çalışanların becerileridir.
E-öğrenme sistemiyle ilişkilendirildiğinde, bu model, kariyerine yeni başlamış ama yüksek lisans yapmaktan da vazgeçmek istemeyen kişiler için çözüm olarak karşımıza çıkmaktadır.
Güncel dijital teknolojilere dayalı, modern bir öğrenme sistemi olan e-öğrenme; (ayrıntıları burada bulabilirsiniz) nerede, ne zaman ve nasıl öğrenmek istediğinizi sizin belirlemenize olanak tanır.
Kısacası e-öğrenme kariyerinizi geliştirmek için gerekli olan akademik ve mesleki becerileri edinme yöntemini seçme konusunda sizi özgür bırakır.
Yavaş yavaş, geleneksel yöntemle eğitim veren birçok üniversite de yeni mezunlara ve terfi arayan deneyimli profesyonellere üçüncü bir seçenek yaratabilmek için bu modelle eğitim verebilecek programlar oluşturmaya başlıyor.
Pegaso Online University: Çalışırken eğitiminize devam edebileceğiniz online yüksek lisanslar
Dijital dünyada doğduysanız, her şey çok daha kolay.
İtalya’nın en prestijli online üniversitelerinden olan Pegaso Online University için de durum tam olarak bu.
Tezli ve tezsiz yüksek lisans programları birçok alanda kendinizi geliştirip, uzmanlaşmanızı sağlamaktadır. Buraya tıklayarak lisansüstü programları ile ilgili daha detaylı bilgi alabilir, size en uygun olan kariyer yolunu çizebilirsiniz.
Video dersler, pdf notlar, sunumlar, değerlendirme testleri ve eğitmenlerle iletişim kurabilmenize olanak veren eğitim sistemi sayesinde çalışmanızın nasıl ilerleyeceğini belirleyen siz olacaksınız. Kısaca söylemek gerekirse bu bilgisayarınızda, telefonunuzda veya tabletinizde taşıyabileceğiniz bir üniversite.
Hiç koca bir üniversiteyi elinizde tutmayı denediniz mi? Bundan daha ağır olacağını düşündüğünüze eminim.
Ayrıca dijital platform, alanında uzman eğitmenlerin dünyanın her yerinden ders vermesine imkan tanıyor.
Ders anlatabilmek için işten çıkıp sınıfa gelmek zorunda kalmayan yöneticiler ve alanlarında uzman profesyoneller bu sayede herhangi bir yerden ders verebilir ve böylece tüm öğrenciler sektörün uzmanlarının saha deneyimlerinden yararlanabilirler.
Bu yeni eğitim yöntemi, birçok öğrencinin iş ve üniversite arasında kat edeceği mesafeyi ortadan kaldırır, böylece ikisini birden ilerletmesine yardımcı olur.
Bir yüksek lisans derecesinin yeni bir mezuna, onu profesyonel bir kariyere hazır hale getirecek becerileri sunduğu bir gerçektir.
Ancak, gerçekten yaratıcı bir lisansüstü eğitiminin tüm öğrencileri kendini işine adamış profesyoneller olarak değerlendirme görevi olduğunu gerçeği bundan daha da önemlidir.
Saatlerin, devam zorunlulukların kısıtlamalarından kaçınabilmek ve eğitiminize devam ederken çalışabilme olanağına sahip olmak seçebileceğiniz en ideal kariyer yoludur. Hayalinizdeki kariyere ulaşabilmeniz için yolunuzdaki engelleri azaltarak size daha büyük bir şans yaratır.
Çünkü yeni bir alternatif ancak yeni yollarla mümkün olabilir.